DOĞUM
Doğum, İlk gelişmesini büyük ölçüde tamamlayan embriyonun ve plasentanın anne vücudundan ayrılması olayıdır.
İnsanda normal gebelik süresi 280 gün (40 hafta)’dür.
Gebelik süresinin sonunda bebeğin başı normal olarak döl yatağı açıklığına doğru dönüktür. Doğum olayı büyük ölçüde hormonların denetimiyle sağlanır. Gebelik süresi tamamlandığında döl yatağı kasları, östrojen ve oksitosin hormonlarının uyarısıyla aralıklı olarak kasılmaya başlar. Bu kasılmalar doğum sancısına neden olur. Başlangıçta oldukça kuvvetli olan kasılmalarla önce amniyon kesesi yırtılıp amniyon sıvısı akmaya başlar. Bu olay doğumun başladığını gösterir. Bu sıvı, doğum yollarını kayganlaştırarak doğumu kolaylaştırır.
Döl yatağı kaslarının kasılmasıyla vajinaya doğru itilen yavrunun dışarı çıkmasına karın kaslarının kasılması da yardımcı olur. Sonunda yavru önce baş kısmı ile anne vücudunu terk eder, yani doğar.
Bebeğin doğmasından sonra, plasentanın vücut dışına atılmasına kadar döl yatağının kasılması devam eder.
Eş de denilen plasentanın vücut dışına atılmasıyla doğum tamamlanır. Bundan sonra döl yatağı küçülür ve iç çeperi gebelikten önceki durumunu alır.
Doğumdan sonra bebeği anneye bağlayan göbek bağı, bebeğin göbeğine yakın kısmından bağlanıp bu kısmın üzerinden kesilir.Bebeğin vücudunda kalan kısa bir göbek bağı parçası sonradan kurur ve düşer.
Memelilerde bebek anne sütüyle beslenir. Bunun için gebeliğin son zamanlarında annenin süt bezleri değişimini tamamlar ve doğumdan sonra süt salgılamaya başlar.
Süt salgılanması prolaktin hormonuyla sağlanır.