Akarsu Biyomları
Akarsular tek yönlü akan su kütleleridir. Bir akarsuyun başlangıç kısmında su genellikle soğuk ve temizdir. Az miktarda mineral taşıyan akarsu geçtiği yataklardan topladığı mineral çeşitleriyle zenginleşir. Akarsularda, suyun akış hızına ve genişliğine göre farklı bölgelerin oluştuğu görülür. Örneğin; kaynağa yakın kısımlar ile çağlayan bölgelerinde su hem oldukça soğuk hem de oksijen ve taşınan besinler yönünden zengindir. Dolayısıyla bu bölgeler, özellikle alabalıklar için uygun yaşama ortamı oluşturur. Çünkü alabalıklar, akarsuların soğuk ve bol oksijenli bölgelerini severler. Ayrıca alabalıklar gibi akıntıya karşı yüzebilen diğer balıklar da akarsuların bu bölgesinde uygun yaşama ortamı bulurlar. Buna karşılık akarsu yatağının genişleyerek kum ve çakılların oluştuğu bölgelerde hem suyun soğukluk derecesi hem de akıntı azalır. Bu bölgelerde ise çeşitli su bitkisi türlerine rastlanır. Ayrıca akarsuların bu bölümlerinde organik madde birikimi, akıntılı bölgelere göre daha çoktur. Bu nedenle akarsuların bu bölümünde sazan, turna, levrek vb. tatlı su balıkları ile su salyangozları ve su örümcekleri gibi canlı türlerine rastlanır.
Akarsu Ağızları – Haliçler
Akarsu ağızları, nehirlerin deniz ve ya göllere ulaştığı yerlerdir. Akarsu ağızlarında gelgit olayının belirgin olmasından doğan akıntıların kıyılarda yaptığı etkiyle ırmak ağızları huni şeklinde genişleyerek haliçleri meydana getirir. Avrupa’nın Kuzey Denizi ve Manş Denizi kıyıları, haliçli kıyılara örnek verilebilir. Akarsu ağızları ve haliçler canlı çeşitliliği açısından çok zengindir. Yapılan çalışmaların sonuçları, tüm dünya denizlerindeki balık üretiminin %90’ının kıyı sularından, özellikle nehir ağzı ve dalyan sistemlerinden sağlandığını belirtmektedir.
Nehir ağızlarındaki yüksek biyolojik üretimin önemli nedeni, nehirlerin taşıdığı besleyici tuzların bitkisel üretimi hızlandırmasıdır. Diğer bir nedeni ise tatlı su-tuzlu su dinamiği ile ilgilidir. Tatlı su hafif olduğu için üstte kalır. Ancak açık denize doğru yayılan tatlı su, giderek tuzlu suyla karışır ve yüzeye yakın kesimlerde bir miktar tuzlu suyu da beraberinde sürükler.
Dolayısıyla, yüzeye yayılan sular, sürekli olarak dipten gelen sularla yenilenmiş olur. Yüzeydeki akıntının ters yönünde fakat daha zayıf bir dip akıntısı oluşur. Bu dip akıntısı, nitrat ve fosfat gibi besleyici tuz miktarı yüksek dip sularının ışıklı bölgeye çıkmasını sağlar. Böylece, nehirlerin taşıdığı besleyici tuzlara ek olarak, derin denizlerdeki besleyici tuzların da fotosentez yapılan bölgeye çıkmasıyla birincil üretim çok artar. Bu özelliğinden dolayı da nehir ağızları ve haliçlerde midye, istakoz ve bir çok balık türüne rastlanır.