FOTOSENTEZDE ROLÜ OLAN PİGMENTLER
Bitkinin ışık enerjisinden faydalanabilmesi için ışığın bitki tarafından absorbe edilmesi gerekir. Her cisim farklı renkteki ışıkları soğurur, bazılarını ise geri yansıtır. Cisimler hangi rengi yansıtıyorlarsa o renkte görülürler.
Klorofil pigmenti yeşil ışığın çoğunu yansıtır, diğer ışınları ise soğurarak fotosentezde kullanır.
Klorofilli hücreler genellikle , ototrof canlılar olan yeşil bitkilerin yapraklarında, genç dallarında, olgunlaşmamış meyve ve sebzelerinde, otsu bitkilerin gövde kabuklarında, alglerde ve bazı bakterilerde bulunur.
Klorofil molekülü C-H-O-N ve Mg elementlerinden oluşur.
İki çeşit klorofil vardır
Klorofil-a → C55H72O5N4Mg (Yüksek spektrumlu ışıkta faaliyet gösterir.)
Klorofil-b → C55H70O6N4Mg (Düşük spektrumlu ışıkta faaliyet gösterir.)
Yapı olarak klorofil-a’d, klorofil-b’ye göre 1 oksijen eksik, 2 hidrojen fazladır.
Bitkilerde klorofil-a bol bulunur.
Klorofil molekülünde karbon, hidrojen, oksijen ve azot atomlarından oluşan dört pirol halkası bulunur. Merkezinde ise magnezyum atomu bulunur.
>Demir elementi klorofil yapısına katılmadığı halde, sentezi için katalizör görevi yapar.
>Fotosentezde klorofilden ayrı olarak fikosiyanin (mavi), fikoeritrin (kırmızı), ksantofil (sarı), karoten (turuncu) gibi diğer pigmentlerde görev yapabilir. Bu pigmentler ışığı belli oranlarda soğurabilir ve bunu kloroplasta aktarırlar.
>Klorofil moleküllerinin en fazla oranda soğurduğu ışık, kırmızı ve mor ışıktır. En az oranda soğurduğu ışık ise yeşil ışıktır.
Bakteriler ve mavi- yeşil algler dışında, yeşil bitkilerin çoğunda klorofil pigmenti kloroplastlar içine yerleşmiştir.
Klorofil ışığı sadece absorbe etmekle kalmaz, elde edilen enerjiyi transfer ederek katalizör görevi yapar.
Klorofil molekülüne çarpan ışığın yansıyan ve geçen miktarı değil, soğurulan miktarı önemlidir.